Sormak deli işidir...
Arada sadece soruyorum hem de
fazlasıyla sadece. Başlangıçta berrak gözüküyor her şey ama
sona yaklaştıkça buğulanıyor. Belki bu yüzden soru soranlar
deli olarak kayıplara karışıyor. Başlangıçtaki berraklık soru
havuzuna çekiyor insanı. Berraklık bozuldukça önünü
göremediğin havuzda boğulup kalıyorsun ve deliriyorsun.
Evet, kesinleştirdim ifadeleri.
Bende, boğulma aşamasına atladım ve bundan dolayı tebrik ediyorum
kendimi. Ne yapsaydım ya boğulmayıp ? Koyulmuş olan kurallara,
dayatılmış olan hayatlara rağmen yaşamaya devam mı etseydim ?
Hayır hayır... Bence boğulmak, evet delirmek daha onurlu bir
seçenek. Onur'lu olan seçenekler, doğru olanlar değildir merak
etmeyin. Doğru olanı seçmek gibi bir felsefem de yoktu zaten hiç.
Topraktan gelmişlerin koyduğu doğru sınırı ilgilendirmiyordu
çünkü beni. Yanlış yapıyorsun desinler istedikleri kadar, ne
fark eder ? Doğru yapıyorsun dediklerinde bir bok değişmiyor
nasıl olsa. Sadece bununla yetinmeyip daha fazla doğru istiyorlar.
Yani daha fazla kullanmak, daha fazla ruhları kirletmek. En azından
yanlış yaptığında uzaklaşıyor tanrının melekleri ve gerçek
olanlarla yalnız kalıyorsun.
Kaldım işte anlayacağım.
Kaldığıma göre kendime konuşuyorum artık; meleklerin verdiği
rahatsızlık bitti. Kendimi de yargılıyorum, ne ala işte. Nereden
geldiği belli olmayan bir bedeni yargılamak kendimden başkasına
düşmez zaten.Kirletmenin başkasına düşmeyeceği gibi. Neyse,
hakimi olduğum davamın saati yaklaşıyor. Gidip biraz kendimi
suçlayayım...
-Akıllı kalanlara onursuz günler
dileğiyle !
iddaa tahminlerinden sonra en büyük zevkim bu film :))
YanıtlaSilgayet keyif verici her gün bir yudum izlenebilir :)
Sil