Bu Blogda Ara

13 Ocak 2014 Pazartesi

Filozof'un Kadınına- Briefe an Milena (Franz Kafka)

21-çılgınca bir korkunun tutsağıyım milena. anlıyor musun korkuyorum? bu koca satranç oyununda yerim yok benim zaten. ilgimi çekmiyor ben bütün dikkatimi kraliçeye vermişim. gözlerim yalnız onu görüyor. şahın yerinde olmak için bütün uğraşmalarım. bunların gerçekten olmasını istiyorsam artık başka türlü davranmam gerektiğini de biliyorum. bu yüzden viyana’da kalma artık demem senden daha çok benimle ilgili hele şu an söylediklerim isteklerin en masumu en arınmışı belki de. mutluluğun ta kendisi o..

24-bugün senden bir mektup gelmesi çok mutlu ederdi herhalde beni. insanoğlu elindeki hiçbir şeyin değerini bilmeyen bir kapitalist bence.

29-kısaca şunu söylemek istiyorum milena: etrafındakilerin o ulaşılmaz zekilikleri ile hayvanca sersemliklerine karşı senin haklı olduğuna inanmamış olsaydım bu kadar ilgilenebilir miydim seninle? koskoca okyanusların dibindeki bir avuç toprak o baskıya nasıl dayanıyorsa sen de öyle dayanmalısın milena. bugüne kadar insanlara tahammül edebileceğimi, yeryüzü ile başa çıkabileceğimi düşünmezdim hiç. ama sen şunu öğrettin bana dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş..

30-benim durumum.. gücümü ve duygularımı böylesine harcayıp sonuçta ölmemem!.

42-demek sana çiçek gönderdiler ve sen de onu odana koydun üzüldüm doğrusu buna. odandaki bir eşya olsaydım o çiçekler çıkana kadar bir daha girmezdim o odaya. herşeyin çok uzakta olması huzursuz ediyor beni. oysa sanki kapının tokmağına uzanacakmışım gibi yakında hissediyorum kendimi. bu çiçekler niye bu kadar sevindirdi seni? aynı çiçeklerin yeryüzündeki binlerce eşi de sevindiriyor mu seni? ama bu soruların cevabı yalnız yüz yüze verilebilir.

48-günlerim güzel geçemiyor burada. artık tek başıma olmak da mutlu etmemeye başladı beni. bu yüzden bizimkilerin yanına taşındım. belki de beni mutlu eden istediğim zaman gidebileceğim iki evimin olmasıydı. anlayabildin mi? çünkü ben anlayamıyorum da..

51--bugün hikayeler anlatamayacağım sana kafamın içi adeta bir tren istasyonu. bir sürü tren var bazıları kalkıp gidiyor bazıları yeni geliyor gümrük işlemleri, pasaport işlemleri yapılıyor. vizemi soruyorlar bu sefer her şeyim tamam olduğu için rahatlıkla gösteriyorum vizemi. onlar da çıkabilirsiniz diyorlar. “açın artık şu kapıları! acele edin lütfen. çünkü milena bekliyor” diyorum. onlar da özür dileyip açıyorlar kapıları ardına dek..

-60-ama en önemlisi, senin “hiçbir zaman olmayacak” demen. o zaman sadece bu anı yaşayalım. dünyanın üstüne kurulduğu bu gerçek dimdik ayakta kanlı canlı duruyor ellerimizin arasında.. bu aldatma büyük üzüntülere karşı büyük de mutluluklar vermiyor mu sanki benim sonsuz bağlılığımın yanında birkaç masum aldatmanın sözü mü olur?.

72-ah milena sanki denize düşmüş oradan oraya sürüklenip duruyoruz. ne olursun yanlış anlama beni. ama senden uzaktayım durumum fena sayılmaz, içime kapanık biriyim, çevremde konuşacak biri yok bu yüzden sana içimi döküyorum. yaptığım doğru değil belki ama kendimi tutamıyorum bir türlü. sonra yazdıklarıma bakıyorum şaşırıyorum aklım başıma geliyor..



75-dürüst bir insanım milena. esaretin izin verdiği kadar dürüst. bir şeklimle herkese benzemeyen farklı bir yön var bende. huzur içinde bir dakika bile çok görülmüştür bana. herşeyi savaşarak kazanmak mecburiyetindeyim. sadece geleceğimi değil geçmişimi de kendim yaratmak zorundayım. dünya sağa dönüyorsa bu ritme uymak için benim sola dönmem gerekiyor. palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben?

http://www.youtube.com/watch?v=x8D11n5gP6U

kaynak : http://www.kafkaokur.com/2012/11/franz-kafka-milena-ya-mektuplar.html

4 yorum:

  1. İşini bilen adammış kafka :)

    YanıtlaSil
  2. Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. battaniyeye sarılıp bu koca dünyayı sırtında taşımaktan vazgeçmelisin.

      Sil