Je Suis Charlie
Mahalle maçlarında kaleye geçtiğim zamanlarda babamla bir film izlemiştim. Maskeli bir abi vardı filmde, kıyafetleri fazlasıyla jantiydi. Bana göre tüm ablalarım onunla evlenmek isterdi. Bu abinin sözleri de çok havalıydı kendisi gibi. Kafamda kalmıştı birkaçı; “Fikirlere kurşun işlemez” diyordu maskeli adam. Suratının değil fikirlerinin onu hayatta tuttuğunu anlatmaya çalışıyordu biz man kafalılara. Ve ben büyüdüm, yaşadığım mahalle değişti; bahçeli evimizin üstüne büyük binalar yapıldı. Mahalle maçlarında kaleye geçemiyordum artık. Mahalle maçı yaptığımız sokakları arabalar kaplamıştı. Anlayacağınız yıllar geçmiş ve her şey değişmişti hatta dünya ileriye doğru gitmişti çoğu canlıya göre.
Olayların verdiği can sıkkınlığıyla bir parkta soluklanıp sigara içmek istedim. Oturduğum bankın önünden pırıl pırıl kıyafetleriyle temiz suratlı bir beyefendi geçiyordu. Tanıyordum sanki onu filmlerden, dergilerden yahut başka bir hayattan. İçimdeki hisse engel olamayıp birader bir dakika bakar mısın dedim. Ve karşımda o temiz yüz, evet o Charlie'ydi. Yaptığımız mahalle maçlarında beni kaleye geçiren, attığı gollerle havada karikatür çizerek tüm mahalleyi kendisine hayran bırakan eski bir dosttu. Doya doya sarıldım Charlie'ye. Eski günlerden konuştuk uzun uzun inatçı dostumla. Ve şimdiki zamana ani bir geçiş yaptık.
Fransada bir dergide karikatür çiziyormuş eski dostum. Şaşırmadım aslında onun attığı goller bile karikatürlüktü, çizgisini bozmamış anlayacağınız. Çizdiği karikatürleri gösterdi bana. Gerçekten şaşırmıştım bu sefer. Charlie cesaretini kaybetmemişti bir çoğumuzun aksine. Hala daha susmak ona ters geliyordu. Çizdikleri ise bana bile tersti ama mizah lan bu saygı duyulur. Aferin Charlie dedim hayallerinin ve inandığın şeylerin peşinden koşmuşsun kısacası sen harbiden adam olmuşsun. Onun karikatürlerine cevap verebilmek için mail adresini istedim; onun mizahıyla onu vuracaktım. Biz insanlar böyle hallederiz aramızda işleri; fikirlere fikirlerle karşılık veririz. Dünyayı ayakta tutan şeylerden biridir bu. Akşama uçağı varmış, vedalaştık Charlie'yle. Kendi yollarımıza dağıldık.
Boşluklarla,bokluklarla dolu bir hafta geçmişti Charlie'yi göreli. Charlie'nin bana gönderdiği dergi elimde haber bültenlerini izliyordum. Gözleri makyajdan kör olmuş bir spiker “ Paris'te kanlı saldırı” diyerek heyecan dolu bir habere giriş yaptı. Charlie yerde uzanmış yatıyordu, gözlerime inanamadım belki inanmak istemedim. Bu gezegenden olmayan yüzü maskeli üç terörist , temiz suratlı Charlie'yi tanınmaz hale getirmişti. Bir elimdeki dergiye bir Charlie'ye baktım. Burası bizim yaşadığımız,yarattığımız dünya olamazdı. Çoğu canlının dediğine göre dünya ileriye falan gitmemişti. Dünya yolunu şaşırmış ve dipsiz bir uçurumdan atlamıştı. Charlie'yle yaptığımız mahalle maçları masum bir anı olarak belleğe kaydedilmişti. Babamla izlediğimiz filmdeki maskeli adam aklıma geldi. Ne demişti ? “Fikirlere kurşun işlemez.” Elimdeki dergiyi pencereye astım, yetmedi boynuma bir iple bağlayıp sokaklarda dolaştım. Charlie son görüştüğümüz parkta oturuyordu hala ne de olsa fikirlere kurşun işlemiyordu. Elveda Charlie, elveda dünya, elveda Hebdo.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder